Kökeni
ProliCell® Teknolojisi kullanılarak Rose damascena (Isparta Gülü) kök hücrelerinden geliştirilmiştir.
ProliCell® Teknolojisi Nedir?
ProliCell® Teknolojisi, bitki kök hücreleri ve veziküllerindeki small RNA’ların etkilerinden yararlanmayı sağlar.
Etki Mekanizması
ProliCell® Rose, elisitör uygulaması sayesinde zenginleştirilmiş kök hücre bileşenleri ve kök hücreye özgü eksojen small RNA’lar içerir.
Rosa damascena, rosaceae familyasına dahil Rosa cinslerinden bir gül olup 30 milyon yıllık fosilleri bulunmuş antik, kadim bir bitkidir. Isparta Gülü (Rosa damascena), Türkiye’nin Isparta ilinde yüksek verimde yetişen, yoğun koku ve canlı renklere sahip bir gül türüdür. Antiinflamatuar, antioksidan ve antiseptik özelliklere sahiptir, cildi nemlendirir ve cildin sıkılaşmasına katkıda bulunur.
Isparta, dünyanın gül üretiminin %65’ini karşılamakta olup en büyük gül üreticiliğinin yapıldığı şehirdir. ACTV Biyoteknoloji Isparta’da yetiştirilmiş Isparta Gül’ünün sahip olduğu aktiviteleri ProliCell Teknolojisi ile birleştirerek ProliCell Rose’u geliştirmiştir.
ROSE ÖNE ÇIKAN ÖZELLİKLER
ProliCell Rose
Nasıl Etkiler?
- Güçlü antioksidan aktivite gösterir, cildi kirleticilerin oksidatif stresine karşı korur.
- Hücresel detoksifikasyon mekanizmasını aktive eder.
- Elastin sentezini uyararak cildin elastikiyetini arttırır.
- Hücresel yenilenmeyi teşvik eder.
- Yeni kolajen sentezini arttırarak cilde daha genç görünüm kazandırır.
Şifalı Bir Güzellik,
Kleopatra’nın Sırrı Gül,
Rose damascena...
Mutluluk, aşk ve güzelliğin simgesi olan gülün, Mezopotamya çivi yazılı tabletlerine göre insanlar tarafından ilk kullanımı 5.000 yıl öncesine gitmektedir. Gül, güzel kokusu ve tıbbi değeri sayesinde antik çağlardan beri efsanelere konu olmuş ve güzel kokunun peşinde olanlar için vazgeçilmeyen bir çiçek olmuştur. Antik dönemde Fenikeliler, Yunanlılar, Romalılar için gül bahçeleri, en az buğday tarlaları ve meyve bahçeleri kadar önem taşımıştır.
Antik hekimler, gülün tedavi edici özelliklerinden dolayı reçetelerinde gülü kullanmıştır. Ünlü hekim Hippokrates, gül yapraklarını deri hastalıklarının tedavisinde kullanmıştır. Gülün deri hastalıklarında şifalı etkilerinin yanı sıra tarihler boyunca kadınların güzellik formüllerinde de yeri ayrı olmuştur. Kleopatra’nın gülleri çok sevdiği, süt banyolarını gül yaprakları ile bezediği bilinmektedir. Roma İmparatorluğu Dönemi’nde gülün kullanımı doruk noktaya ulaşmıştır. Gül, Osmanlı kadınlarının güzellik ritüellerinin de vazgeçilmezi olmuştur. Sarayda cilt temizleme, nemlendirme, kırışıklıkların giderilmesinde, ciltteki yara ve hastalıkların iyileştirilmesinde bol miktarda gül suyu kullanılmıştır.
